8 Nisan 2013 Pazartesi

Siktir edin şimdi süslü romantik cümleleri, hadi abdest sırası için kavga edelim.


Herkesin bir gün birleşeceği ortak nokta, şüphesiz Deizm.

MÖ 545 - 535 yılları arasında var olduğu bilinen bu akım, ilk olarak İngiltere'de sözlük anlamıyla kullanılmış.

Var olan tüm dinleri reddeden tek tanrı inancı Deizm...

Siktir edin şimdi süslü romantik cümleleri, hadi abdest sırası için kavga edelim. Çünkü manyağız.

Çünkü 1 olduğuna inandığımız tanrıya İbrahimi Dinler adı altında farklı şekillerde ibadet ediyoruz. Çünkü götümüz yemiyor.

Nedir İbrahimi Dinler?

Kolay. İbrahim Peygamberin soyundan gelenler başka Peygamberler tarafından ortaya atılan ve kaynağı Ortadoğu olan dinler. Biliyorsunuz, İshak ve İsmail İbrahim'in oğullarıdır. İshak soyundan Hristiyanlık ve Musevilik, İbrahim soyundan ise İslam gelmiştir.

Ne demişler?

Tanrı 1 diyor hepsi. Fakat ne hikmetse, Yahudiler İsa ve Muhammedi, Hristiyanlar da Muhammed ve Musayı tanımaz.

Hepsi farklı şekillerde ibadet etmeyi buyuruyor. Buyuruyor amk :)

Yıllar boyunca kimse de çıkıp, "Ulan sen tek olan tanrıya nasıl ibadet edeceğime ne hakla karışır, müdahale edersin?" diye sormuyor.

What The Vahiy? diye sorun lütfen.

Vahiy, gaipten gelen haberdir. Atıyorum, ben yıllar yılı güvenilen ve sevilen bir adamım. (Bkz: Muhammedül Emin) gidiyorumm ve bir mağaraya kapanıyorum. Tanrı benimle bir elçi aracılığıyla konuşuyor ve sizlere aktarmam gereken haberlerini bana iletiyor.

Geliyorum...

Eşim çok zengin. Çevresi çok geniş ve bulundukları yerde saygı duyuluyor. Herkes baskıcı yönetimden bıkmış. Bir devrim bekliyorlar, çünkü helvaya, tahtaya, taşa tapmaktan bıkmışlar ve bunu saçma buluyorlar.

Su gibi yayılıyorum aranıza... Bana güveniyorsunuz. Karınızı çıplak bıraksanız yanıma dönüp bakmak. O kadar ahlaklıyım.

Size, kölelik, eşit gelir dağılımı, adalet, eşitlik ve özgürlük ile alakalı konuşmalar yapıyorum.

Devrim, kardeşlerim... Devrim, ilk insandan bu yana içimizi yakıp kavuran bir düşüncedir.

Büyüyoruz ve büyüyoruz.

En nihayetinde, tanrıdan geldiğini söylediğim her şeye inanıyorsunuz. Ama asıl olan, benim söylediklerime inanmanız. Ben sadece aracıyım, belki de kırpıyorum bazı şeyleri. Belki de hiç olmayan  şeyleri, devrime giden yolda geçerli bir taktik olarak söylüyorum size.

Ben ne dersem inanıyorsunuz kardeşlerim...

Ben ne dersem.

Vahiy bundan ibaret. Vahiy, aracıya güvenin test edildiği bir durum. Aracının tüfeğindeki tek mermi. Tutturur, ya da tutturamaz.

Devrim uğruna bir din doğar, ya da doğmaz.

Thomas Paine şu cümleyle açıklıyor aslında;

"Vahiy tanımı gereği ilk ilişkiyle sınırlıdır. Bundan sonrası bu kişinin kendisine vahiy gönderildiğini ileri sürmesinden başka bir şey değildir. Bu kişi kendisini inanmakla yükümlü görebilir, ama benim onun gibi inanma zorunluluğum yoktur, çünkü bu vahiy bana gönderilmemiştir ve benden bu vahyin kendisine gönderildiğini iddia edenin sözüne inanmam istenmektedir."

Ya Tanrı?

Tanrı var bence. Tanrı, evrenin yaratıcısı ve doğal dengeyi kuran güç. Tanrıya iman etmenize gerek yok. Çünkü aklınız ve mantığınız, onun var olduğunu, bu düzeni kurduğunu ve belirlenmiş evrimin işlediğini size gösterecek. Siz sadece Tanrıya güvenin. O size tüm kanıtları sunacaktır.

Velhasıl,

Öleceğim, öleceksin, ölecekler, öleceğiz, öleceksiniz, ölecekler.

Tanrı, sizleri çok çok öncelerden koyduğu kanunlar çerçevesinde Evrende var etti. Bir gün göçecek, başka diyarlarda başka meyvelere, başka sebzelere kaynak olacaksınız. Sulara karışacak, bir ineğin içinden geçip gübre olacaksınız...

Öleceğiz.

Çok geç olmadan kararınızı verin.

Nesiniz?

İnandığınız şey nedir?

Müslüman mı? Hristiyan mı? Musevi mi? Ateist mi? Deist mi? Agnostik mi? Panteist mi? Henoteist mi? öleceksiniz.

Ben size Deizm'den bahsettim. Gerisini araştırmanız lazım. Çünkü hepsini yazacak kadar boş bir adam değilim ki sikimde değil.

1 yorum: