14 Haziran 2013 Cuma

Bir Coşku Kaynağı


Göz göze durup bakamadılar...

Hiç düşünmeden sevebilecek haldeyken göz göze bile bakmadan seviştiler. Sevdiği tek kadın, tek insan, tek arkadaş, tek güzel, tek eş, tek kız, tek kadın, tek dost...

Onunla beraberken, ruhlarını serbest bıraktığı diğer kadınlar, peşindeki dengesiz komiser, üst katında oturan çocuklu çift, eve giden yolun üzerindeki otoparkın iri ve saldırgan köpeği hiç aklına gelmiyordu.

Petrol, Din, Kadın, Erkek için savaşılan bir dünya'da neden bu denli bağlı hissettiği tek kişi sensin diye sorarken kendi kendine içinden, sevdiği üzerinde bir dansçı edasıyla süzülüyordu. Aslında aklı tam da ondaydı ama, neden sorusu da bir gıdım bir yerlerde duruyordu.

Sırt üstü yatarken düşünmeye alışkındı aslında. Tabii ki üzerinde sırtı dönük şekilde süzülen bir kadın yokken...

---------------

Tam o sırada Bülent yine Kahve Dünyasında kahve yudumluyordu. Yanında, zorla tahsis edilen bir çömez vardı. 23 yaşlarında, yeni mezun, saçları oldukça kısa ve önde bir tutam uzun saç. Sağa yatırmış.

Adı Davut.

Adı Davut olan bir genç için sanki abartılı bir tarzı vardı. Yeni akım gençliği zaman zaman takip ediyordu Bülent, ama ilk defa bu kadar yakınında şahit oluyordu bu tarza.

Önündeki tablette duran fotoğrafa bir yandan bakıyorken, bir yandan da altında yatan mantığı çözmeye çalışıyordu. Bundan 2 gün evvel, Beyoğlu'nda, yüksek tavanlı, oldukça eski ve altında tabii ki pub olan bir binanın 3. dairesinde, tam da kulaklığın yanında buldukları ve kulaklıklı sosyopat tarafından ilk defa yapılan bir eylemden kalmıştı.

Kulaklık kablolarının ikiye ayrıldığı o çatal kısmında çok küçük bir gül. Mendil'den yapılmış.

Ama neden?

Günlerdir bunu düşünüp, kadının geçmişi ile alakalı sonuçlar elde etmeye çalıştıkça daha da karanlık bir hal almaya başladığını anlamış ve düz mantıkla yaklaşmaya karar vermişti.

Belki eski sevgilisi?
Belki platonik aşıktı bu kadına?

iki ihtimal arasında gidip gelirken, 2. şık olması için dua ediyordu. Böylece, kadının çevresinde arayabilecekti kulaklıklıyı. Gittiği yerler, belki üst katı, belki karşı katı, belki alttaki pub'da çalışan birileri, belki iş yerinden birileri.

----------------

Tam o sırada, evrendeki en huzurlu adam narince, evrendeki en huzurlu kadınla sevişiyor görüntüsü veriyordu. Dışarıdan çöp kamyonunun sesi geldi, üst kattaki çocuk yine topunu sektire sektire oynamaya başladı, çapraz binadaki kadın yaramaz oğluna camdan "Cemmm" diye bağırmaya başladı.

Tüm bunlardan sıyrılıp sevişmeye devam ederken, kadın sırtını çizmeye başladığında tamamen sıyrılmış ve o ana geri dönmüştü.

Ah diye bir ses duyuldu sonraları odadan...
Bir süre sonra da sarma olduğu çok belli olan tütün kokusu.
Sonra yaklaşık 2 saniye arayla iki öpücük sesi. Bol sulu olanından.

Çok sonraları, kapı kapandı yavaşça ve gitti kadın. Camdan izledi gidişini. Her gidişte olduğu gibi, sanki bir daha görüşülemeyecek gibi geliyordu. Sanki, Peru'nun uzak bir köşesine gidiyordu kadın.

Yine kulaklıklarını taktı. Bu kez coşku doluydu sanki.

Sanki öyleydi.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder