27 Haziran 2013 Perşembe

Küçük Adamlar



Küçükken Romantik olduğumun farkına dün vardım. Ansızın dolaşırken sokaklarda, 3. sınıfa giderken Seda diye bir kıza yazdığım dörtlük geldi aklıma. Halbuki unutmuştum.

Seda dedim Seda,
Hiç bakmadın bana.
Eğer baksaydın bana,
Olurdu güzel Dünya.

Dünya'nın, bir hanımın ya da beyin size baktığını bildiğinizde, gördüğünüzde daha güzel bir yer olacağını düşünüyorsanız, Romantik olursunuz. Ben 3. sınıfta bunu yapmışım. Neden yaptığım konusunda bir fikir bulamıyorum. Seda bana hiç dönüp bakmamıştı sanırım. Ama merdivenlerden çıkarken bacaklarına baktığımı biliyorum.

Bazen, insan yazmak istiyor. İlkokul 3. sınıfta bir kıza da yazabiliyorsunuz saf duygularınızı, 25 yaşındayken, başka bir kadına da. Bunların aralarında fark olmayabilir çoğu zaman. Duygu, duygudur. Kahve içersiniz mesela, arkadaşlarınızla görüşür, çıkışta arabanızla boş sokaklarda önünüze bakmadan gidersiniz, telefonunuza bakarsınız, cebinize koyarsınız, eve girerken ayakkabılarınızı çıkartır, olduğunuz gibi yatağa bırakırsınız kendinizi. Saydıklarım arasında 3. sınıfa giden bir çocuğun yapamayacağı çok az şey var. Geri kalan bütün her şeyi yapabilir.

Çocuk, okuldan çıkar, evine gelir. Üstünü çıkartmadan kapının önünde 81 oynar. Mahalle maçına gider, hava kararmaya yakın eve gelir, yemek yer ve odasında kendisini yatağa bıraktığı anda aklında aslında neler olduğu ortaya çıkar.

Belki de ilk mektubunu yazar o gece. Ya da ilk mektubunu yazmaya karar verir ileriye dönük. Belki de gece uyku girmez küçük adamın gözüne. Bunu kimse bilemez. Şuan, ilkokul 3. sınıfa gidip de Seda diye bir kıza aşık olan binlerce küçük adam vardır.

Küçük Sedalar, Küçük Adamlar...

Aslında çok şahane şekillerde bağlayabilirdim ama olmak istemediğim bir yerde, kahve içmek zorunda bırakıldım.

Kahvem bitti, yenisi gelene dek beklemeyeceğim.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder