25 Nisan 2014 Cuma
Son Seyyar Kasetçi
İlk olarak ne zaman ve nerede gördüğümü hatırlayamadığım çok şey var da sanırım en aklıma takılan sokaklarda el arabasıyla kaset satan adamlar. Hem ilk olarak nerede gördüğümü hatırlamıyorum, hem de son olarak nerede gördüğümü.
Bizim sokağımız orta derecede eğimli bir yokuş. Aşağıdaki dar caddede araç trafiği olduğunda geçemeyen el arabalı kasetçi, bizim yokuşa vururdu arabasını. İttirir, tüm gücüyle o anda dağdan farkı olmayan yokuşu çıkmaya çalışırdı. Belki de ilk masum iyiliğimi o zaman yapmışımdır bilinmez.
Yaşım çok küçük, iyi hatırlıyorum o günü. Sıcak vardı. Arabanın etrafına raptiyeyle tutturulmuş değişik arabesk ve pop kasetlerinin hafif aralığından zar zor görünen mavi bir renk, parıldıyordu sanki. Elimde salatalık vardı hatta iyi hatırlıyorum. Adamın kan ter içerisinde arabasını itmeye çalıştığını görünce cebime koymuş, paytak paytak koştura koştura adama yardım etmeye gitmiştim. Yokuş aşağı koşarken bir yandan da ağabeyimi, kuzenlerimi ve mahalledeki diğer çocuklara el hareketleriyle direktif verip;
- "Hadi gelin el atalım, çıkaramıyor kasetçi!" diye bağırıyordum.
Allah'ım o nasıl kolektif! O nasıl bir dayanışma!
Belki de ilk masum iyiliğimi o zaman yapmışımdır bilinmez.
Küçücük bedenlerimizle ittik o arabayı yukarıdan aşağıya. Belki de son görüşümüzdü kaset satan seyyar satıcıyı. Cengiz Kurtoğlu posterinin kenarından belli olan o mavi renk belki de parçalandı, belki de bir hurdacı alıp kendisi kullandı bilinmez.
Belki de o adam biz yokuşa çıkmasına yardım ettik diye bir sonraki parçayı bize armağan etmiştir. Belki de o adam şimdi dükkan sahibidir, belki de halen el arabasıyla kaset satıyordur bilinmez.
Benim yıllardır görmediğim kesin. Görmek istediğim de açık.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder