Bülent günlerdir uyumuyordu. Bir yandan özel hayatında yaşadıkları, bir yandan orospu çocuğu kulaklıklı katil, bir yandan da diğer davalar.
"Ananı sikeyim devlet gibi. Tek bir davaya ver beni, yapayım işimi rahat rahat. Bulurdum belki de"
kendini kandırıyordu Bülent. Radyoda "Dörde Özlem" çalıyordu.
Günlerdir uyumuyordu Bülent...
Arabasını kenara çekti. Yanından hızla geçen arabaların sesi ninni, otobüslerin ve kamyonların arabayı sallaması ise adeta beşik hissi uyandırıyordu.
Koltuğun sol tarafında bulunan kolu çekti, arkaya yaslandı, koltuğu eğdi.
Aklında kulaklıklı piç, yan tarafında vızır vızır akan trafik, ve beşik gibi sallanan araba. Hayat bu olmalıydı.
Bir kadın sesi işitiyordu sanki. Aylardır dokunmadığı, milyarlarca kadın arasından kime ait olmayan bir ses duyuyordu.
Siklemedi...
Şu an dünya üzerindeki en rahat yerde uyuyordu sanki.
Gözleri iyiden iyiye kapandı. Yol kenarında bu kadar umursamaz olmak Bülent'e göre değildi aslında. Ama gözleri çoktan yenmişti onu.
Kapandılar...
....
Saçlarında bir el hissetti Bülent...
"Kalk! Müşterim gelecek koçum, çok yayıldın"
Siklemedi Bülent...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder