7 Kasım 2017 Salı

Salı Gününe Müzik: You're The One That I Want



Üflemeli çalgıları çok severim. Küçükken ineklere bakmak zorunda kaldığımız zamanlarda dedemin, babaannemi kaçırırken gece sinyal vermek için çaldığı kavalı üflerdim. Kaval sesi yeterince alışırsanız inanılmaz güzel gelecektir. Çalması da oldukça basit bir çalgı. İşin benim için ilginç tarafı ve şimdiye kadar çaldığı en enteresan müzik aleti kaval değil; yine dedem tarafından yapılan minicik bir çubuk, hatta düdük. Aynen aynen adı düdük. Sazlıktan aldığı kamışlardan serçe parmağı büyüklüğünde parçalar keser, ucunu 45 derecelik açıyla düzgünce keser, ardından 4-5 delik açardı düdüğe.

Birbirimizle haberleşmek için onu kullanırdık bazen komiklik olsun diye. Bazen de Nagehan'ın olmayan memelerini düşünürken çalardım ıslık niyetine.

Sonra İstanbul'da flüt istediler bir gün. Helvacıoğlu flüt aldım en fiyakalısı falan diye böbürleniyorum. Kutusu var kartondan falan havalıyım yani. Ulan diyorum yarın okulda herkes bana özenecek.

Aldığım kırtasiyedeki adam övmüş de övmüş, yapıştırmışım parayı almışım yani düşünebiliyor musun?

Gittim okula, çantamdan çıkarttım yavruyu. Koyu yeşil, pırıl pırıl. Temizleme çubuğu ve pamuk da var yanımda. Baktım ki nemlendi üflerken, şlak diye yapıştıracağım özel ve ultra iyi çubuğuyla. Çünkü adam demiş ki diğerlerinde çubuk yok, temizleme çubuğu çok önemli. Al bunu sen demiş.

Silah temizler gibi parçalayıp, yeniden birleştiriyorum koyu yeşil yavruyu...

Do notasını bastığımız alttaki ufak parçayı serçe parmağıma göre milimetrik takıyorum. Harikayım bu işte.

Müzik dersi geldi, öğretmen dedi ki; "çıkartın flütleri"

Şlakkk!!

Kovboy gibi çektim Helvacıoğlu flütümü...

Sanıyorum ki herkes bana bakacak, ben onu minik nefes darbeleriyle çalarken herkes özenecek bana. Bir baktım sağımdaki çocuğun da Helvacıoğlu. Sonra bir baktım öndeki de aynı kutudan, Helvacıoğlu.

Avradını sikim...

Neyse dedim Samanyolu falan çalıyorum. Yılan Hikayesi çalıyorum. Benim tesellim kimsede temizleme çubuğu olmamasından yana. Çaldık. Uçurdum o gün flütü. Dudaklarım arasında ağlattım. İyice ağlattım çünkü "temizleme çubuğum var!"

Çalgı çengi işleri bitti. Öğretmen; "evet çocuklar şimdi de temizleme çubuklarımızın ucuna bezimizi takalım ve flütü üç parçaya ayırarak temizleyelim"

WTF!

Herkes çıkartıp temizledi. Ben pamukla temizledim flütü, herkesin gözlük temizleme bezine benzer bezleri vardı.

Hava atabileceğim ve iyi olduğum bir şeyin bu derece sıradan bir hale dönmüş olması beni üzdü.

En son köyde düdük çalarken Nagehan'ın memelerini düşünmüştüm.

Sonra flüt çaldım.

Koyu yeşildi.